İDARE HUKUKU


İDARE HUKUKU - ANKARA


İdari Yargılama Hukukunda Dava Çeşitleri

İdari yargılama hukukun yer alan dava çeşitleri 2577 Sayılı Kanun’a göre ; tam yargı davaları, iptal davaları ve idari sözleşmeden kaynaklı davalar olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Ankara İdare Hukuku Avukatları olarak idare hukukuna özgü davalarda müvekkillerimize her türlü desteği sağlamaktayız. Ayrıca iptal davaları durumun önemine göre müvekkillerimizin de isteği doğrultusunda ayrıntısıyla açıklayacağımız üzere idare hukukunda tecrübeli avukatlarımız aracılığıyla yürütmeyi durdurma talepli açıyoruz. Tam Yargı Davaları ( İdari Tazminat Davaları ) İdari Yargılama Usul Kanunu’na göre; İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir.

Görüldüğü gibi tam yargı davaları, iptal davaları için öngörülen dava açma süresi içerisinde doğrudan, idari işleme karşı dava açma süresi içerisinde iptal davası ile birlikte, idari işleme karşı açılan iptal davasının sonuçlanması üzerine kararın hakkı ihlal edilen kişiye tebliğinden itibaren 60 günlük dava açma süresi içerisinde idari işlem ve eylemin özelliğine göre Danıştay, İdare ve Vergi Mahkemelerinde idare hukuku avukatlarımız aracılığıyla açılabilir. İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde tam yargı davası açılabilir. İdare, istek hakkında 60 gün içinde cevap vermediği takdirde bu sürenin bittiği tarihte istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmiş sayılmasından itibaren, ikinci bir 60 günlük dava açma süresi içinde tam yargı davası açılabilir. Tam yargı davasında genel dava açma süresi ise İdari işlemin tebliğinden itibaren idare mahkemelerinde 60 gün ve vergi mahkemelerinde 30 gün içinde tam yargı davası açılmalıdır (İYUK m.7). Bu süreler, hukuki açıdan hak düşürücü süre niteliğindedir. Kural olarak tüm idari işlemlere karşı tam yargı davası açılırken bu dava açma süreleri uygulanır. Ayrıca tam yargı davası adli yargıda açıldıysa ve görev yönünden reddedilirse daha sonra idareye başvuruda ön şart olan önce idareye başvurma şartı aranmamaktadır.

İptal Davaları

İdari Yargılama Usul Kanunu’na göre; İptal davaları, İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaati ihlal edilenler tarafından menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan dava türüdür. İptal davaları özel dava açma süreleri haricinde Danıştay ve İdare Mahkemelerinde 60 gün içinde, Vergi Mahkemelerinde ise 30 gün içinde idare hukukunda tecrübeli avukatlarımız aracılığıyla açılmalıdır. İdari işlem idare hukuku alanında kamu yararını sağlamak amacıyla kamu hizmetlerinin etkili ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak için idarenin tek taraflı irade açıklamasıyla ilgililerin hukuki durumları üzerinde hüküm ve sonuç doğuran işlemlerdir. İdari işlemler, icrai nitelikte olmaları nedeniyle hemen sonuç doğururlar fakat bu işlemi tesis eden idari makam tarafından geri alınması ya da idari yargı mercileri tarafından iptal edilmesi halinde ortadan tamamen kalkmaktadır. Danıştay’da ve İdare Mahkemelerinde açılan iptal davalarında esas karardan önce belirli şartların oluşması halinde tedbir niteliğinde yürütmenin durdurulması kararı istenebilir. Yürütmenin Durdurulması İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 27.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; “ Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir. (Ancak, kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, naklen atama, görev ve unvan değişikliği, geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin idari işlemler, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmaz. Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkânsız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunludur. Yürütmenin durdurulması talepli idari işlemin iptali davası açmak için Ankara İdare Hukuku Avukat idare hukuku alanında tecrübeli avukatlarımızla iletişime geçmeniz gerekmektedir.

İdari Sözleşmeden Kaynaklanan Davalar

İdari Yargılama Usul Kanunu’na göre; idari sözleşmeden kaynaklanan davalar; “ Tahkim yolu belirlenen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmeden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” olarak tanımlanmıştır. Yapılacak olan sözleşme, ister özel hukuka tabii olsun ise idari sözleşme niteliklerine sahip olsun, sözleşme yapılıncaya kadar geçen aşamada idarenin bütün tasarrufları idare hukuku kurallarına tabidir. Çünkü sözleşme yapılıncaya kadar geçen aşamada alınan kararlar ve birbirini izleyerek devam eden işlemler, birer idari karar ve idari işlemlerdir. Sözleşmenin uygulanması aşamasında, idarenin üstün yetkilerine ve ayrıcalıklarına dayanarak bazı idari işlem ve eylemleri olacaktır. Bu işlem ve eylemlerden dolayı hem iptal hem de tam yargı davası açılabilir. Sözleşmenin sona ermesinden sonra açılabilecek davalar da birer idari davadır ve bu idari davalar idari yargı yerlerinde çözümlenir. İdari sözleşmeler iki taraflı idari işlemlerdir. Anayasa’nın 125.maddesine göre; “ Kamu. Hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden ve bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli ve milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilir. Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilir. “ Kamu hizmeti imtiyaz sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözülmesinin öngörüldüğü durumlarda taraflarca sözleşme düzenlenirken uyulması gereken usul ve esasları belirlemek amacıyla 4501 Sayılı Kamu Hizmetleri ile İlgili İmtiyaz Şartlaşam ve Sözleşmelerinden Doğan Uyuşmazlıklarda Tahkim Yoluna Başvurulması Halinde Uyulması Gereken İlkelere Dair Kanun çıkarılmıştır. İdari sözleşmelerden doğan davalarda yetkili idare mahkemesi, yasada özel olarak belirtilmemişse, idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idari mahkemesidir. İdari sözleşmelerden kaynaklı idari davalar konusunda idare hukukunda tecrübeli avukatlarımızdan bilgi alabilirsiniz.

İdari Hukuku Avukatları Olarak Hizmetlerimiz

• Kamu görevlileri ile ilgili mevzuattan kaynaklanan uyuşmazlıklar
• Kamu görevlilerinin atanma, geçici atama, atanamama, ilişik kesme işlemlerinin iptaline ilişkin davalar
• Kamu Görevlilerinin Her Türlü Parasal Haklarından Kaynaklı İdari Davalar
• Kamu Görevlilerinin Her Türlü Disiplin İşlemlerinden Doğan İdari Davalar ( Kınama, Uyarma, Aylıktan Kesme, Göreve Son Verme vb. )
• Karayolları Trafik ve Karayolları Taşıma Kanunundan Kaynaklanan Uyuşmazlıklar
• Kamu İhale Kanunundan Kaynaklanan Uyuşmazlıklar
• Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşlarından Kaynaklanan İdari Davalar
• Üst Kurulların Mevzuatından Kaynaklı Uyuşmazlıklar
• İmar Plan Düzenlemelerinin İptaline İlişkin Davalar
• İmar Yıkım ve İmar Para Cezası İşlemlerinden Doğan Davalar
• Her Türlü Ruhsat Belgelerinin İptaline İlişkin Davalar
• Ohal Komisyonunun Verdiği Kararlara İlişkin Davalar
• İmar Affı Uygulamalarından Doğan Uyuşmazlıklara İlişkin İptal Davaları
• Tam Yargı ( Tazminat ) Davaları
• Terör Mevzuatından Doğan Tazminat Davaları
• İmar Mevzuatından Kaynaklanan Tazminat Davaları
• Karayolları Trafik ve Karayolları Taşıma Kanunundan Kaynaklı Tazminat Davaları Ayrıca İdare mahkemesinde yazılı yargılama kural olmakla birlikte; bazı istisnai davalarda “ivedi yargılama usulü” uygulanır (2577 sayılı İYUK m.20/A). İvedi yargılama usulü uygulanacak istisnai davalar şunlardır:
• İhaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemleri hakkında açılan idari davalar,
• Acele kamulaştırma işlemleri hakkında açılan idari davalar,
• Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları aleyhine açılan idari davalar,
• 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca yapılan satış, tahsis ve kiralama işlemleri ile ilgili açılan idari davalar,
• 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca, idari yaptırım kararları hariç çevresel etki değerlendirmesi sonucu alınan kararlara karşı açılan idari davalar,
• 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca alınan Bakanlar Kurulu kararları aleyhine açılan idari davalar.

Sorularınızı Hemen Cevaplayalım

İLETİŞİM
Çerez Örnek